Gümük Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarının Derinliklerinde Bir Keşif Gümük
8 YorumEnerji Dolu Anlar Yazılar
Gümrük Ne Kadar Maaş Alır? Pedagojik Bir Perspektiften Eğitimle İlgili Derin Bir Bakış Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Samimi Girişi Eğitim, hayatımızı dönüştüren, düşünce biçimimizi şekillendiren ve bizi toplumsal olarak daha sorumlu bireyler haline getiren güçlü bir araçtır. Bir eğitimci olarak, insanın öğrenme sürecine dair ne kadar derinleşirsek, dünyayı anlama biçimimizin o kadar zenginleştiğini gözlemlemek beni her zaman etkilemiştir. Eğitim, sadece akademik başarıları değil, aynı zamanda toplumsal değerleri, bireysel becerileri ve hayata dair sorumlulukları da öğretir. Bugün, “gümrük ne kadar maaş alır?” sorusunu pedagojik bir bakış açısıyla ele alacağımız bu yazıya başlarken, eğitim ve öğrenme süreçlerinin insanların yaşamları üzerinde nasıl…
Yorum BırakMerhaba sevgili okuyucular, Farklı bakış açılarını bir araya getirmeyi seven biri olarak bugün sizlerle oldukça basit gibi görünen ama düşündükçe derinleşen bir soruyu konuşmak istiyorum: Kalsit kireç midir? Bu soruya cevaben “Evet” ya da “Hayır” demek mümkün ama konuya hem bilimsel hem de toplumsal bir pencereden bakınca, kalsitin sadece bir taş değil, bir bakış biçimini temsil ettiğini fark ediyoruz. Hadi gelin, bu taşın ardındaki hikâyeyi birlikte çözümleyelim. Kalsit Nedir, Kireç Nedir? Bilimsel açıdan başlayalım. Kalsit (CaCO₃) doğada oldukça yaygın bulunan bir mineral. Kirecin ana bileşeni olan kalsiyum karbonat tam olarak kalsitin ta kendisi. Yani kimyasal olarak evet, kalsit kireçle yakından…
Yorum BırakGirişim Sermayesi Şirketleri Ne Yapar? Tarihsel Bir Dönüşümün İzinde Geçmişi Anlamak: Sermayenin Evrimsel Hikayesi Bir tarihçi için bugünü anlamanın en doğru yolu, geçmişin izlerini dikkatle takip etmektir. Kapitalizmin evrimi, paranın yalnızca bir değişim aracı olmaktan çıkıp bir güç, bir sembol ve bir dönüşüm mekanizması haline geldiği dönemlerle doludur. İşte girişim sermayesi şirketleri de bu dönüşümün modern bir yansımasıdır. Onlar, tarihin ticaret yollarından dijital çağın yatırım ağlarına uzanan büyük bir hikâyenin bugünkü aktörleridir. Peki, bu şirketler ne yapar? Yalnızca para mı yatırırlar, yoksa toplumun geleceğini şekillendiren yeni fikirlerin destekçileri mi olurlar? Bu sorunun yanıtını bulmak için hem tarihsel hem de toplumsal…
8 YorumHat Mürekkebi Nasıl Hazırlanır? Bilimin Işığında Gelenekten Geleceğe Hat sanatı, sadece estetik bir yazı biçimi değil; aynı zamanda kimya, fizik ve sabrın birleştiği bir bilimdir. Mürekkep, bu sanatın kalbidir. “Hat mürekkebi nasıl hazırlanır?” sorusu, yüzlerce yıldır hem hattatların hem de bilim insanlarının ilgisini çeken bir konudur. Bu yazıda, tarihsel geleneklerle modern bilimi birleştirerek hat mürekkebinin nasıl hazırlandığını, hangi kimyasal süreçlerin bu sihirli sıvıya ruh kattığını anlamaya çalışacağız. Hat Mürekkebinin Bilimsel Temeli Mürekkep, temelde pigment, bağlayıcı ve çözücü bileşenlerden oluşan bir karışımdır. Hat sanatında kullanılan mürekkep ise özellikle karbon bazlı yapısıyla bilinir. Geleneksel mürekkep, is (karbon partikülleri), zamk (doğal bir bağlayıcı)…
Yorum BırakKaç Tane Kutup Var? – Ekonominin Kutupları ve Dengesizliğin Anatomisi Bir Ekonomistin Bakışıyla: Kaynakların Sınırlılığı, Gücün Yoğunlaşması Bir ekonomist olarak her analizimin başlangıcında şu basit gerçeği hatırlarım: Kaynaklar sınırlıdır, ama arzular sınırsız. Bu temel fark, hem bireysel kararları hem de küresel sistemleri şekillendirir. “Kaç tane kutup var?” sorusu bu açıdan yalnızca coğrafi bir merak değildir; aynı zamanda küresel ekonominin gücünün nerede toplandığını anlamaya yönelik derin bir sorgulamadır. Ekonomik sistem, tıpkı Dünya’nın kendi ekseni gibi, kutuplar arasında döner. Bir yanda sermayeyi elinde tutan merkezler — finansal, teknolojik ve endüstriyel kutuplar; diğer yanda bu merkezlerin çevresinde kalan, kaynaklarını o odaklara bağımlı hale…
Yorum BırakGömülü Dişi Kim Çeker? Antropolojik Bir Bakışla Modern Bir Ritüel Bir antropolog olarak insan bedeninin yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda kültürel bir anlatı alanı olduğunu bilirim. Her yara izi, her ağrı, her tedavi biçimi bir toplumun inançlarını, korkularını ve değerlerini yansıtır. Diş ağrısı da bu kültürel haritanın derinliklerinde özel bir yere sahiptir. Hele ki gömülü diş söz konusu olduğunda, bu durum sadece tıbbi bir müdahale değil, aynı zamanda modern dünyanın yeni bir ritüeli haline gelir. Ritüellerin Diş Hekimiyle Buluşması İlkel kabilelerden günümüz şehirlerine uzanan bir çizgide, bedenin içinde gizlenen “fazlalıklar” hep bir anlam taşımıştır. Bazı kültürlerde diş çekimi,…
8 YorumTarihi Havagazı Fabrikası Kaç Kişilik? Kapasite Gerçeğini Konuşmanın Tam Zamanı Net konuşalım: İzmir’in en çok aşk ilanı yapılan, en çok konser anısı biriktirilen mekânlarından biri olan Tarihi Havagazı Fabrikası için “kaç kişilik?” sorusu hâlâ flu. Resmî bir kapasite tablosu yerine, birbirini tutmayan rakamlar dolaşıyor ve bu belirsizlik hem güvenlik hem de deneyim açısından riskli. Bu yazıda rakamların peşine düşüyor, güçlü bir tez koyuyorum: Kapasite, organizasyon türüne göre şeffaf ve standardize biçimde ilan edilmedikçe bu tartışma bitmez. Neden Önemli? Kapasite Bir “Konfor” Değil, “Güvenlik” Meselesi Bir mekânın kapasitesi, sadece kaç bilet satılacağını değil, acil tahliye yollarını, turnike ve tuvalet yoğunluğunu, bar-sahne…
8 YorumGirit Göçmenleri Kimlerdir? Ekonomik Bir Perspektiften İnceleme Bir Ekonomistin Düşüncesi: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Kaynaklar sınırlıdır. İnsanlar, bu sınırlı kaynakları nasıl kullanacaklarına dair sürekli seçimler yapar. Her bir seçim, bir fırsat maliyeti yaratır; yani bir şey elde etmek için başka bir şeyden feragat etmek gerekir. Ekonomistler, bu basit ama güçlü ilkeler çerçevesinde dünyayı analiz ederler. Şimdi, bu sınırlı kaynakların bir örneği olan göçü ele alalım. Göç, bireylerin hayatlarındaki en büyük seçimlerden biridir. Bir yerden başka bir yere gitmek, sadece coğrafi değil, aynı zamanda ekonomik bir hareketlilik anlamına gelir. Girit göçmenleri, bu bağlamda tarihsel ve ekonomik olarak önemli bir örnek…
8 YorumDünyanın İlk Gözlemevini Kim Kurdu? – Bilginin Gökyüzüyle Buluştuğu An Felsefe, insanın kendini ve evreni anlama çabasının dilidir. Gökyüzüne bakan bir filozof, aslında kendi bilincinin derinliklerine de bakar. Çünkü yıldızlar yalnızca uzayın sessiz tanıkları değil, insan aklının anlam arayışının da sembolleridir. Dünyanın ilk gözlemevini kim kurdu? sorusu, sadece tarihsel bir bilgi arayışı değildir; aynı zamanda insanın bilme, anlama ve var olma dürtüsünün bir aynasıdır. Epistemolojik Perspektif: Bilginin Kaynağı Gökyüzü müydü? Bilgi felsefesine, yani epistemolojiye göre insanın bilme süreci duyular, akıl ve sezgi arasında sürekli bir diyalogdur. Uluğ Bey’in Semerkant’ta kurduğu ünlü gözlemevi, bu diyalogun taş ve mermerle vücut bulmuş hâlidir.…
Yorum Bırak