İncilin İlk Emri “Sev” Mi? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Pedagojik Yansımaları Giriş: Eğitim ve Sevginin Dönüştürücü Gücü Eğitim, yalnızca bilgi aktarmaktan çok daha fazlasıdır. Bir öğretmen olarak, öğrencilerimizin sadece akademik başarılarını değil, aynı zamanda içsel gelişimlerini de gözlemlemek benim için en büyük ödül. Öğrenme süreci, bireylerin düşünme biçimlerini, değerlerini ve davranışlarını şekillendirirken, toplumsal yapıyı da dönüştürme potansiyeline sahiptir. Bu gücün farkında olarak, her gün öğrencilerime yalnızca bilgi değil, aynı zamanda bir dünya görüşü kazandırmaya çalışıyorum. Eğitimin pedagojik yönü, insanların sevgi, empati ve anlayış gibi evrensel değerlerle nasıl daha iyi bir toplum oluşturabileceklerini anlamalarına yardımcı olabilir. Peki, İncil’in ilk emri “Sev”…
Yorum BırakEnerji Dolu Anlar Yazılar
Bir gün bir caminin avlusunda yürürken, başını eğmiş, derin düşüncelere dalmış bir adam gördüm. Etrafında birkaç kişi onu dikkatlice izliyor, sessizce ona yaklaşanlardan biri elini öpüp dua ediyordu. Kimdi bu adam? Ne yapıyordu? Meğerse bir tarikat şeyhiydi. Belki bu yazıyı okuyan birçok kişi, tarikat şeyhinin kim olduğunu merak etmiş ve aynı soruyu kendisine sormuştur. İşte bu yazı, tam da bu soruya, bilimsel bir lensle yanıt arayacak. Tarikat şeyhi kimdir? Ne iş yapar? Gelin, bu konuda biraz derinleşelim! Tarikat Şeyhi Kimdir? Tarikat şeyhi, genellikle bir dini tarikatın lideri, mürşidi veya rehberidir. Tarikatlar, İslam dünyasında özellikle tasavvufi düşünceyle özdeşleşmiş dini topluluklardır. Şeyh,…
Yorum Bırakİlaç Kelimesinin Eş Anlamlısı Nedir? Ekonomi Perspektifinden Bir Değerlendirme Ekonomi dünyasında, sınırlı kaynaklar ve bu kaynakların nasıl dağıtılacağı üzerine yapılan seçimler, toplumların refahını ve bireysel yaşamları doğrudan etkiler. Bu seçimlerin sonuçları, bazen beklenmedik şekillerde toplumu dönüştürür. İlaç gibi bir kavram, yalnızca sağlıkla ilgili değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal yapıların etkileşimde olduğu bir alandır. Bugün, “ilaç” kelimesinin eş anlamlıları üzerinden yola çıkarak, bu terimin piyasa dinamiklerine, bireysel kararlara ve toplumsal refah üzerindeki etkilerine dair bir analiz yapacağız. Peki, ilaç kelimesinin eş anlamlıları nelerdir? Ve bu eş anlamlılar, ekonomi açısından nasıl yorumlanabilir? İlaç ve Eş Anlamlıları: Ekonomik Yansımalar İlaç kelimesi, genellikle…
Yorum Bırakİl Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarının Derinliklerine Yolculuk İnsanlar, çevreleriyle kurdukları ilişkilerde çeşitli kalıplar oluştururlar. Bu kalıplar bazen bilinçli, bazen de bilinçdışı bir şekilde ortaya çıkar. “İl nedir?” sorusu, çoğu zaman gündelik hayatta kullanılan basit bir terim gibi görünse de, psikolojik açıdan düşündüğümüzde oldukça derin bir anlam taşır. İl, yalnızca bir yer ya da yönetimsel bir birim olmakla kalmaz, aynı zamanda insanlar arasındaki duygusal bağlar, sosyal ilişkiler ve toplumsal yapılarla da şekillenir. Bu yazı, il kavramını psikolojik bir mercekten ele alarak, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji açılarından nasıl şekillendiğini incelemeyi amaçlıyor. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden…
Yorum Bırakİdrar Yaptıktan Sonra Yanma ve Ağrı Neden Olur? Psikolojik Bir Mercekten İnceleme İnsan davranışlarını çözümlemeye çalışan bir psikolog olarak, fiziksel acıların çoğu zaman duygusal ve zihinsel süreçlerle nasıl iç içe geçtiğini gözlemlemek oldukça ilginçtir. İdrar yaptıktan sonra yanma ve ağrı gibi rahatsızlıklar, genellikle bir sağlık sorununu işaret ederken, bu durumun psikolojik boyutları da göz ardı edilmemelidir. Bu tür fiziksel ağrılar, sadece bedensel bir tepki değil, aynı zamanda kişinin içsel dünyasında yankı bulan, duygusal ve bilişsel süreçleri tetikleyen bir deneyimdir. Peki, idrar yaptıktan sonra yaşanan yanma ve ağrı neden sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik açıdan da önemlidir? Gelin, bu rahatsızlıkları…
Yorum BırakÖlçü Birimlerine Gelen Ekler Nasıl Ayrılır? Giriş: Bir Tarihçinin Günlüğünden Yazım Yolculuğu Yazı dilinin tarih boyunca nasıl evrildiğini izlemek, bana her zaman büyük bir heyecan vermiştir. Dillerin toplumsal değişimlerle birlikte biçim değiştirmesi, yeni teknolojiler ve bilimsel gelişmelerle beraber yazım kurallarının yeniden şekillenmesi… İşte bu süreçlere odaklanan bir tarihçi olarak, özellikle ölçü birimlerine gelen eklerin nasıl ayrıldığını incelemek, sıradan bir yazım konusu gibi görünse de aslında yazılı kültürün derinlerine ışık tutan bir kapı aralıyor. Bu yazıda, ölçü birimlerine gelen eklerin ayrılması meselesinin tarihçesinden başlayarak günümüzdeki yazım pratiklerine, dilbilimsel ve akademik tartışmalara kadar kayan bir inceleme sunuyorum. Tarihsel Arka Plan: Ölçü Birimleri…
Yorum BırakKüpeşte Yüksekliği: Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Bakış Küpeşte yüksekliği, genellikle göz ardı edilen ama bir o kadar da önemli bir detaydır. Hem estetik hem de güvenlik açısından farklı toplumlarda ve kültürlerde değişiklikler gösteren bir konudur. Pek çoğumuz bir bina ya da köprüde yürürken fark etmeyiz, fakat bu yapısal unsurların tasarımı, hem yerel yönetmelikler hem de tarihsel geleneklerle şekillenir. Küpeşte, sadece bir güvenlik önlemi olmanın ötesinde, toplumların yapısal anlayışını, kültürel bağlamlarını ve yaşam biçimlerini de yansıtır. Peki, küpeşte yüksekliği neden bu kadar önemli ve nasıl farklılık gösteriyor? Küpeşte Yüksekliği ve Kültürel Algılar Küpeşte yüksekliği, yapısal bir gereklilik olmasının yanı sıra,…
Yorum BırakYerin İmar Durumu Nasıl Öğrenilir? Tarihsel Süreçlerden Günümüze Bir Bakış Geçmişin izlerini anlamadan, bugünü ve yarını kavrayabilmek zordur. Bir tarihçi olarak, her dönemin kendine özgü imar anlayışını, toprağa ve yerleşim alanlarına nasıl değer verildiğini incelemek, çok kıymetli bir keşif süreci sunar. Bugün, “yerin imar durumu nasıl öğrenilir?” sorusu, sadece inşaat ve mülkiyetle ilgili bir soru olmaktan çok, toplumsal yapının, ekonomik şartların ve şehirleşme süreçlerinin bir yansımasıdır. Tarihsel bakış açısıyla, bu soruyu ele alırken, toprakla kurulan ilişkinin nasıl dönüştüğünü ve bu dönüşümün yerleşim düzenlerine nasıl yansıdığını anlamaya çalışacağız. Tarihteki kırılma noktaları ve toplumsal dönüşümler, bugünün imar planlarının temellerini atmıştır. Geçmişte Yerleşim…
Yorum BırakMerhaba, bilgiyle buluşmayı ve halkın erişimini kolaylaştırmayı tutkuyla benimseyen herkesin merak edeceği bir konuyla başlıyorum: “Kimler kütüphaneci olarak atanabilir?” Bilimsel bir bakışla ama günlük okur için anlaşılır bir dille ele alalım. Eğitim altyapısı ve mesleki standartlar Kütüphaneci olabilmenin temel koşullarından biri eğitimdir. Türkiye’de kamu kurumlarında kütüphaneci olarak görev almak isteyen adayların öncelikle lisans düzeyinde eğitim veren bölümlerden mezun olmaları gerekir. Örneğin, Bilgi ve Belge Yönetimi, Kütüphanecilik veya Dokümantasyon ve Enformasyon gibi programlar bu anlamda öne çıkar. ([Kamu Personeli Alım][1]) Ayrıca bu bölümlere denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışı öğrenimleriyle gelme mümkündür. ([bbyhaber.com][2]) Eğitim açısından bakıldığında, bu bölümlerin mezunları bilgi teknolojileri,…
Yorum Bırakİş Kolunu Belirlemek: Güç İlişkileri, İdeoloji ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyasal Analiz Günümüz toplumlarında iş kolu, yalnızca ekonomik bir kategori olmanın ötesinde, toplumsal düzeni, güç ilişkilerini ve iktidar yapılarını belirleyen bir faktör haline gelmiştir. Bir siyaset bilimcisi olarak, bu kavramın neden bu kadar önemli olduğunu düşündüğümüzde, iş kolunun belirlenmesinin yalnızca ekonomik çıkarlar ve iş gücü yönetimiyle sınırlı olmadığını fark ederiz. Aksine, iş kolu, toplumda kimlerin güç sahibi olduğunun, kimlerin dışlandığının, kimlerin katılım hakkına sahip olduğunun ve kimlerin devletin sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarında söz sahibi olabileceğinin belirleyicisi olabilmektedir. İş kolunun şekillendirilmesi; iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık gibi kavramlarla doğrudan…
Yorum Bırak